15 Aralık 2011 Perşembe

Los Angeles Clippers'ta Hedef Değişimi

Basketbolu bu kadar çok sevdiğimiz ortadayken bu işin en iyi oyuncularının oynadığı NBA'de herkes gibi benim de tuttuğum bir takım var. Türkiye'de bildiğim kadarıyla sayımız 1 elin parmaklarını geçmeyecek kadar olsa da ben de LA Clippers'ı tutanlardan biriyim.



Yıllardır Los Angeles'ın diğer takımı Lakers'ın gölgesinde kalan, bu şehrin sosyetik değil de daha mütevazi kesimine seslenen bir takım oldu Clippers. Takımın Playoff yaptığı 1 sene haricinde hep hayal kırıklıklarıyla dolu sezonlar yaşandı, yanlış takaslar yapıldı. 2009'da ise Blake Griffin'in draft edilmesiyle yepyeni bir sayfa açıldı ve "Rebuilding" süreci başlamış oldu. Griffin'in sakatlığı yüzünden 2009 sezonunu tamamen kapatmasının ardından asıl köklü değişiklikler 2010 yılında yapıldı. Dunleavy menajerlik görevinden ayrıldı, yerine Neil Olshey geldi.

Baron Davis, Eric Gordon, Blake Griffin, Chris Kaman'ın yanında potansiyelli genç oyuncularımız Eric Bledsoe, Al Faruq Aminu ve DeAndre Jordan ile umut veren bir takım görünümündeydik. Baron Davis - Blake Griffin ikilisinin Alley-oopları ile inanılmaz smaçlar izliyorduk ama 2 şutu olmayan uzunun yanında Baron Davis gibi en büyük eksikliği şut istikrarı olan bir oyun kurucu maalesef olmuyordu. Kendisi NBA'deki en sevdiğim oyuncu olmasına rağmen Baron Davis'in yüklü kontratından da kurtulmak gerekiyordu ve bu yüzden 2011 draftlarının 1 numaralı pickini, yani Kyrie Irving'i, verme pahasına da olsa Mo Williams takasını gerçekleştirdik. Sakatlıkları yüzünden Eric Gordon ve Chris Kaman 10'ar maçlık sürelerde takımla birlikte olamadı. İlk 20 maçta 3 galibiyet alan takım sezonun 2. yarısında iyi performans göstermesine ve evinde her takımı yenmesine rağmen sakatlıkların etkisiyle Playoff potasına girmeye başaramadı.

Son olarak lokavt bitti ve günümüze geldik. Elimizde Blake Griffin gibi NBA'in en gözde oyuncusu varsa onu mutlu etmek zorundaydık. Kısa forvet poziyonundaki zaafiyetimizi gidermek için önce 3 yıl 24 milyon dolara Caron Butler ile anlaştık. Eric Gordon çok sevdiğim bir oyuncu ve ligin en iyi 5 SG'sinden biri belki ama Griffin'i mutlu edebilmek için ve gelecek seneki hamlelerimizde ikna edilebilirliğimizin yüksek olması için çok şey feda etsek de Chris Paul'ü de kadromuza kattık. Bunun yanında sezonun en underrated hamlelerinden biri de Chauncey Billups'ı kadromuza katmak oldu. Chauncey Billups zaten çok iyi bir hamle ama Griffin'in tüm rakip savunmayı içeriye gömdüğü bir takımda şutlarıyla 2. baharını yaşayabilir. Son olarak da Blake Griffin ile inanılmaz iyi bir ikili oluşturan DeAndre Jordan'a önerilen 4 yıl 43 milyon dolarlık kontratı da karşıladık ve kadromuzu hemen hemen tamamlamış olduk.


Şuan kağıt üzerinde şöyle bir kadromuz var ama muhtemelen bu kadroya bir uzun takviyesi daha gelecek. Ama şimdiden şunu söyleyebilirim ki bu seneki hamlelerimizle Batı Konferansı'nda Mavericks ve Thunder haricindeki bütün takımların önüne geçmiş olduk.

PG: Chris Paul - Chauncey Billups - Mo Williams - Eric Bledsoe - Willie Warren
SG: Randy Foye - Travis Leslie (R) - (Chauncey Billups)
SF: Caron Butler - Ryan Gomes
PF: Blake Griffin - Trey Thompkins (R) - Craig Smith (?) - Brian Cook (?)
C:  DeAndre Jordan - Ike Diogu (?)

* Yanında soru işareti olanlar Free Agent statüsündeler ve bu isimlerle tekrar anlaşıp anlaşmayacağımız henüz belli değil.

Görüldüğü üzere guard rotasyonumuz fazlaca şişkin. Orada Chris Paul'ün yanı sıra zaman zaman 2 numarada da değerlendireceğimizi düşündüğüm "Mr. Big Shot" Chauncey Billups ve 2 yetenekli genç varken muhtemelen Mo Williams'ın üzerinde Amnesty hakkımızı kullanarak onu serbest bırakacağız. Diğer bir yol da Mo Williams'ı bir takasta kullanarak kadromuza bir uzun dahil etmek. Kısalarda kolay kolay sorun yaşamayacak bu takımın yapması gereken tek şey Blake-DeAndre ikilisinin arkasına gözümüzün arkada kalmayacağı bir uzun koymayı başarabilmek. Burada menajerlik yeteneklerine güvendiğim Neil Olshey'in bir hamle daha yapacağını düşünüyorum.


Tüm bunlardan sonra başlıktan yola çıkarak değişen hedeflere değinecek olursak; artık Clippers Los Angeles'ın diğer takımı değil; herkesin gözü üzerinde olan ve şuan Los Angeles'ın diğer takımı olan Lakers'tan daha güçlü kadroya sahip bir ekibiz. Normalde Playoff hedefiyle yola çıkacağımız sezonda Chris Paul'ün gelişiyle hedef Batı Finali olmuş durumda. Tabi bunun için 1 uzunun daha gerekli olduğu açık ama başka takas yapmasak bile Free Agent pazarında iyi katkı verecek ve bu takıma gelmeye hazır uzunların olduğunu bilmek bana güven veriyor.

Chris Paul - Blake Griffin gibi NBA'in en iyi 15 oyuncusu listesine giren oyunculardan 2'sine birden sahip olmak, bunun yanında Billups gibi winner bir veterana, Randy Foye gibi bir şutöre, Caron Butler gibi çok yönlü bir oyuncuya ve genç yetenekli isimlere sahip olmak bu takım ile ilgili ümitlenmeme sebep oluyor. Tek korkum Donald Sterling'in saha dışında bu takıma zarar verebilecek hamleler yapması, aksi takdirde bu takımın sezonu bitireceği sıralama en kötü haliyle Batı'da ilk 5 olur.

O sene bu sene olsun, heyecanla bekliyoruz...

14 Aralık 2011 Çarşamba

Bir Üçlük de Kansere At Merve

Merve Bodur diğer yaşıtları gibi ileride iyi bir basketbolcu olmanın hayalini kuran ve bunun için de aynı ablası gibi Fenerbahçe'de oynayan bir kardeşimiz...


Geçen senenin sonuna doğru Merve'nin lösemi hastası olduğu haberi geldi. Yıldız Kızlar Türkiye Şampiyonası'nda şampiyon olan takımına yıl içinde büyük katkıda bulunmasına rağmen son 8'li turnuvada belki somut olarak katkıda bulunamadı ama tüm arkadaşları kazandıkları şampiyonluğu ona adadı. Ödül töreninde ise tüm takım "Şampiyon Merve" yazılı tshirtlerini giymişti ve İstanbul'a döndükten sonra yaptıkları ilk şey de kupayı Merve'ye götürmek olmuştu.


İşin içine sağlık gibi bir konu girince renk ayrımı yapılmıyor haliyle. "Altyapılarda şampiyonluklar zaten o kadar önemli mi?" diye soranlar olacaktır belki ama geçen sene o kupayı Galatasaray kazansa sanırım bu kadar sevinmez ve Merve için üzülürdüm. Burada Fenerbahçe taraftarını da tebrik etmek gerekiyor, zira Merve'ye ve ailesine bu süreçte çok iyi destek oldular.

Şuan ise Merve sadece Fenerbahçelilerin değil Galatasaraylıların, Beşiktaşlıların, tüm Türkiye'nin desteğini alıyor. Dün itibariyle tedavisinin en zor kısmı başarıyla tamamlandı ve bundan sonra ilaç tedavisine evinde devam edecek. İnşallah bu hastalığı atlatacak ve eskisinden de sağlıklı bir şekilde parkelere dönecek. Çok yakında Yıldız Kızlar Kategorisi'nde Galatasaray-Fenerbahçe maçı var. Sanıyorum Merve basketbolu ve takımını çok özlemiştir. Umarım bu maçı izlemek için tribüne gelir, biz de kendisine geçmiş olsun dileklerimizi yüz yüze iletebiliriz.


Son olarak da Merve parkelere döndükten sonraki ilk Galatasaray maçında, hayatımda ilk kez Fenerbahçeli bir sporcuyu alkışlayıp ona destek vereceğim. Merve bunu çoktan hak etti.

İnananlar asla kaybetmiyor, o yüzden "Bir üçlük de kansere at Merve"