9 Kasım 2011 Çarşamba

Hedef Maçımız | Union Olimpija Deplasmanı

Bu hafta hem ligde hem Euroleague'de birbirinden önemli 2 maça çıkacağız. Bunlardan ilki Slovenya deplasmanı... Union Olimpija maçı Euroleague'deki grubumuzda hedef maç gözüyle bakabileceğimiz maçlardan biri, belki de en önemlisi. Prokom'u deplasmanda yendiğimizi ve Gee'nin takımdan ayrıldığını düşünürsek grupta galibiyet almaları zor gözüküyor. Bu durumda Olimpija deplasmanından galibiyetle dönmek bir bakıma Top 16'yı garantilemek ve Unics Kazan ile üçüncülük mücadelesi vermek demek oluyor. Kaybettiğimiz takdirde ise üçüncülük umutlarımız çok azalıyor ve U. Olimpija ile dördüncülük mücadelesi vermeye başlıyoruz.



PG: Aleksandar Capin - Ben Woodside
SG: Sasu Salin - Jaka Blazic
SF: Danny Green - Dino Muric - Davis Bertans
PF: Deon Thompson - Damir Markota (?) - Morina Gezim
C:  Ratko Varda - Robert Rothbart

Union Olimpija, Slovenya Basketbolu'nun yıllardır en önemli temsilcisi ve basketbol dünyasına geçmişten günümüze birçok oyuncu yetiştirmiş adeta bir basketbolcu fabrikası. Sadece Sloven oyuncular da değil, birçok yabancı uyruklu basketbolcuyu da genç yaşında bünyesine katıp yetiştirmiş bir kulüp Union Olimpija. Zaten kadrolarına baktığımızda bu durumu hemen görüyoruz, 21 yaş ve altında tam 5 oyuncuya sahipler.

Guard rotasyonlarına baktığımızda Capin ve Woodside ikilisini görüyoruz. Capin daha tecrübeli ve takımı yönlendiren oyuncu konumunda bulunuyor, Woodside ise daha enerjik, daha potansiyelli ve takımının kolay sayı bulmasını sağlayan bir oyuncu olarak öne çıkıyor. Ancak Woodside'ın ilk Euroleague sezonu olması, Capin'in ise önemli defolarının olması bu pozisyonda bizi bir adım öne çıkarıyor.

2 numara pozisyonunda Union Olimpija genç isimlere güvenmiş durumda. Finlandiyalı keskin şutör ve görev adamı genç Salin ile Slovenya basketbolunun umut bağladığı ancak bu seviyelerde oynayabilmesi için önünde uzun yıllar bulunan Blazic bu pozisyonda görev alan isimler. Koç Filipovski bu 2 isim yetersiz kaldığında ise NBA lokavt transferi Danny Green'i de bu pozisyonda kullanabiliyor.

Danny Green kısa forvet pozisyonunda Olimpija'nın ilk tercihi ve bu takımın en etkili oyuncusu. NBA'de görev adamı seviyesinde bir oyuncunun Euroleague'de nasıl başarılı olabileceğinin de bir örneği gibi aslında. Atletizmi, savunmadaki baskısı, Avrupa Basketbolu için iyi bir atıcı olması onu burada ön plana çıkardı, keşke bu tarz oyuncular NBA'de 5-10 dakika süre alacağını Euroleague'in kalitesini arttırsa ama lokavt bittikten sonra muhtemelen NBA'e dönecektir. Onun yedekliğini bu yaz Eurobasket'ten hatırladığımız 2 genç oyuncu; Slovenya Milli Takımı'ndan Dino Muric ve Letonya Milli Takımı'ndan Davis Bertans yapıyor. Filipovski'nin rotasyonu çok ilginç ve bir maçı bir maçını tutmuyor. Örneğin Muric ilk 2 maçta toplam 12 dakika oynamasına rağmen son maçta 32 dakika oynadı. Bu yüzden hangi oyuncuyu ne kadar kullanacağını kestirmek zor ama 2 oyuncu da oldukça yetenekli; Muric daha çok savunma gücüyle, Bertans ise daha çok hücum gücüyle öne çıkıyor. Yine de iş Euroleague seviyesinde oynamaya ve tecrübeye gelince, Danny Green'in kenarda olduğu dakikalarda bu pozisyonda da bir zaafiyet yaşadıklarını söylememiz mümkün. Shipp - Green eşleşmesi kritik, burada Shipp Green'i yavaşlatmayı başarır ve onu kontrol dışına çıkarabilirse büyük bir avantaj yakalayacağız. Aynı zamanda Muric-Bertans ikilisinden biri oyundayken savunmada çok sıkıntı yaşamayacağımız için Shumpert'ı 3 numarada kullanmak da elimizdeki seçeneklerden biri...

Uzun rotasyonunda Olimpija sene başında Jagodnik'i sakatlık yüzünden kaybetmişti. Burada en güvendikleri isimlerden biri olan Damir Markota'nın da bu maçta oynaması şüpheli ve muhtemelen oynamayacak. Markota'nın oynamaması durumunda ise hem 4 hem 5 numarada oynayabilen Deon Thompson'ın daha çok 4 numarada oynamasını bekleyebiliriz. Deon Thompson pota altında güçlü fiziği ve atletik yapısıyla önemli bir tehdit olabilir ancak Olimpija'nın sistemine henüz pek adapte olamamış gibi gözüküyor. Songaila ile eşleşmesini merak ediyorum. Songaila'nın rahatlıkla üstünlük kurabileceği bir isim, artık Songaila'nın da bu takıma bir şeyler vermesinin zamanı geldi. Markota'nın oynamadığı takdirde koç Filipovski 2.05'lik Bertans'ı zaman zaman 4 numaraya alıp 4 kısalı bir sisteme dönebilir.

Pivot pozisyonunda ise Beşiktaş'tan iyi hatırladığımız ve 37 yaşındaki tecrübeli pivot Ratko Varda'yı görüyoruz. Varda tam olarak takıma abilik yapma görevini yerine getiriyor ve bu açıdan çok önemli bir parça. Ayrıca Türkiye'deyken hatırladığımız üzere, her ne kadar gençliğindeki kadar etkili olamasa da pota altında hala büyük bir skor tehditi, zaman zaman üçlükleriyle de can yakabiliyor. Aynı zamanda 2.17'lik boyuyla savunmada rakibi dışarı itmede önemli bir etken, yine de ikili oyuna dayanan sistemimiz için karşımızda görmekten çekinmeyeceğimiz ve hücumda üzerinden rahat sayı bulabileceğimiz bir oyuncu tipi. Varda'nın yedeği Rothbart da 2.17'lik boya sahip, özellikle ribaundlarda etkili ve önemli blok tehditi olan bir oyuncu. Hücumda kendisine hazırlanan pozisyonlar dışında silahı yok ama ona hücum ribaundu vermememiz yapmamız gereken şeylerden biri. Zaten bunları önleyebilirsek, bu 2 ağır uzuna karşı bu sene Euroleague'de rakiplerimizin durdurmayı başardığı Pick'n Roll oyunlarımızı tekrar oynayabiliriz.

Görüldüğü üzere kadro bakımından geçen seneki önemli oyuncuları Ilievski, Ozbolt ve Gregory'yi kaybetmiş ve kağıt üzerinde bizden daha zayıf bir takım olan Olimpija ile oynayacağız. Son olarak salon atmosferinden ve dış etkenlerden bahsetmemiz gerekiyor.


Union Olimpija'nın bize karşı kuşkusuz en büyük avantajı yapımı 2009'da başlanan ve geçen sene kullanıma açılan 12500 kişi kapasiteli salonları Arena Stozice. Aynı zamanda müzik konserleri için de kullanılan ve Leonard Cohen, David Guetta, Sting gibi isimlerin konser verdiği, bizim maçtan 1 gün sonra 11 Kasım'da da Elton John'un konser vereceği Arena Stozice gerçekten mükemmel bir yapı. Bunları neden anlattığıma gelince; Abdi İpekçi'de şimdiye kadar organizasyon ve salon yönetimi anlamında çok fazla sıkıntı yaşayan takımımız ve taraftarımız da böyle bir salonu hak ediyor. Umuyorum yakın zamanda bu konuda girişimlere başlanır ve Aslantepe'ye bu harika basketbol salonu gibi tamamiyle Galatasaray SK'ne ait olan bir salon yapılır.

Slovenlerin basketbol sevgisini herkes biliyor ve böyle bir ülkenin en büyük basketbol takımı olarak Olimpija da doğal olarak bundan nasipleniyor. Geçen sene de rakiplerine oranla çok mütevazi bir takım olan Union Olimpija'nın grup aşamalarında inanılmaz bir performans sergileyip grubunu 2. bitirerek Top 16'ya kalmasında en önemli etken iç sahadaki performansıydı. "Pana, Efes, Cska, Milano, Valencia" ile mücadele ettiği grupta Union Olimpija kendi sahasında bu takımların hepsini yendi ve bu istatistik bile ne kadar zor bir deplasmanda oynayacağımızı anlatmaya yetiyor. Basketbolu iyi bilen ve hakemler-oyuncular üzerinde iyi baskı kuran bir taraftarlarının olduğunu söylemeye gerek yok zaten, her ne kadar bu sene kağıt üstünde çok zayıflamış olsalar da kötü gününde olan bir Galatasaray'ı affetmeyecek bir performans da sergileyebilirler. Konsantrasyonumuzu 40 dakika boyunca mutlaka en üst seviyede tutmalı ve ipleri hiçbir zaman bırakmamalıyız.

Kilit Eşleşmeler: Josh Shipp - Danny Green, Darius Songaila - Deon Thompson...

Önemli Faktörler: Danny Green'i yavaşlatmak, taraftar gücünü arkalarına alacak şekilde seri yapmalarına izin vermemek, oyunu hep kontrolümüzde tutmak, ribaundlarda ezilmemek...

Maçla ilgili diğer önemli bir ayrıntı da Lakovic'in doğduğu topraklara dönecek olması ve Slovenyalı basketbolseverler Slovenya Basketbolu için çok önemli bir yere sahip olan Lakovic'i tekrar burada görmek için sabırsızlanıyormuş. Lakovic için de şüphesiz duygu yoğunluğu yüksek ve önemli bir maç olacak.

Özetlemek gerekirse kağıt üstünde rakibimizden çok üstünüz ama zor bir deplasman olması açısından mutlaka dikkat etmeliyiz. Oktay Mahmuti'nin geçen hafta Siena mağlubiyetinden sonra söylediği gibi "Önemli olan böyle mağlubiyetlerden sonra ayakta kalmak ve birlik olabilmek." Bu maçın bir mesaj maçı olmasının yanında, kazanırsak matematiksel olarak olmasa da kafada Top 16'yı garantileyeceğimiz bir maç ve ben bu maçta bu senenin en iyi basketbolunu oynayıp bu zor deplasmandan galibiyetle döneceğimize inanıyorum.