5 Ekim 2011 Çarşamba

Geleceğimiz Emin Ellerde

Oktay Mahmuti bu takımın başına gelirken hep söylediği şey, karakter sahibi bir takım yaratmak, 3 sene sonunda o takımı bıraksa bile gözünün arkasında kalmayacağı bir sistemin oturmuş olması ve Galatasaray'ın altyapıdan ihtiyaç duyduğu takdirde kendi oyuncularını yetiştiren düzeye gelebilmesiydi.

Kimsenin ummayacağı bir şekilde Galatasaray Oktay Mahmuti ile şimdiden bir sistem takımı olmayı başardı, 3 senede alması beklenen yolu belki de 1 sene içinde kat etti. Artık bu takım bir karakter sahibi ve en az 5-10 sürelik bir süre boyunca Oktay Hoca'nın bu takıma ve bizlere aşıladığı bu basketbol anlayışından kolay kolay vazgeçemeyeceğimiz ortada.

Oktay Hoca'nın göreve ilk geldiğinde belirttiği hedeflerinden geriye sadece 1 tanesi kaldı ki onun da gerçekleşmesi hiç uzak bir ihtimal değil. Başka takımlardan transfer etmek yerine altyapısından yetiştirdiği ya da genç yaşlarında bünyesine kattığı oyuncuları yetiştirip ileride bu oyunculardan yararlanan ve onları Türk Basketbolu'na kazandıran bir Galatasaray için gereken her şey yapılmış durumda. Hepsinden önemlisi şuan Ümit Milli Takımı'nın çekirdeğini oluşturan, 6-7 yıl sonra da Milli Takımımız'da ilk 5 başlayacağını öngörebildiğimiz oyuncuların 1-2 tanesi hariç hepsi Galatasaray'ın bünyesinde bulunuyor.

Daha çok isimler üstünden gitmemiz gerekirse Göksenin Köksal'dan başlamamız en doğrusu olur. Göksenin altyapısından çıkan oyunculara her zaman daha fazla değer veren ve daha fazla sempati besleyen Galatasaray taraftarlarını, son yılları düşündüğümüzde altyapımızdan çıkan en potansiyelli oyuncu olması dolayısıyla heyecanlandırıyor. Göksenin'in ismini ilk defa duyduğumuz maç, 2 sene önce genç kategorisinde kontenjan oyuncusu olarak çıkıp Fenerbahçe'ye karşı 38 sayı 16 ribaund 5 asist'lik performans sergilediği maçtı. Galatasaray basketbol altyapısının çıkardığı son kaliteli basketbolcunun artık kariyerinin sonuna doğru gelen Kerem Tunçeri olduğunu düşünürsek böyle bir potansiyel herkesi heyecanlandırmaya yetti doğal olarak.

Altyapılarda bu tip performansları sergileyip daha sonra kaybolan bir çok oyuncu vardır ama burada da sanırım Göksenin için Oktay Mahmuti en büyük şanstı. Sezonun bazı kritik maçlarında elinde başka opsiyonlar da varken çekinmeden şans verdi Göksenin'e, o da yarı finalde elediğimiz Banvit'i İpekçi'deki maçlarda ezmemize Barış Ermiş'e yaptığı baskıyla en üst düzeyde katkı vererek bir nevi teşekkür etti hocasına. Final serisinin de özellikle ilk maçlarında ciddi süreler aldı, savunmada Ukic gibi bir oyuncu karşısında çok iyi durdu ama hücumda zaman zaman onu riske ettikleri ve Göksenin de tecrübesizliğinden dolayı o atışları kullanmaya çekindiği için sonraki maçlarda pek fazla kullanmadı onu Oktay Hoca. Göksenin için müthiş geçen sezonun ardından Ümit Milli Takım ile Avrupa Şampiyonası'na gitti. Burada yakaladığı 12 sayı 7 ribaund 3.2 asist ortalamaları onu hiç izlememiş birisinin bile, onun oyunun her alanına etki edebilecek komple bir oyuncu olduğunu anlamasına yetiyor. Altyapılarda hücum gücüyle öne çıkan bir oyuncunun, zaman zaman Euroleague sertliğinde maçların oynandığı ortamda bile iyi bir savunmacı olarak öne çıkabilmesi onun en büyük artısı olarak gözüküyor. Bunun üstüne ribaundlardaki etkinliğini eklersek, Galatasaray ve A Milli Takım'da uzun yıllar forma giymesi, hatta lider oyuncu olabilmesi için önündeki tek engel şut istikrarı ile maç tecrübesi kazanması ve bu konularda ona bu sene en büyük yardımı Lakovic'in yapacağını düşünmek yanlış olmaz. Olin Edirne'nin bu sene başında onu ısrarla istemesine rağmen Göksenin'i kiralık olarak bile bırakmayan Oktay Mahmuti'nin elinde en az geçen seneki kadar çalışması durumunda, hem bireysel olarak en fazla geliştiği sezonu geçirecektir, hem de bir sonraki sezon onu kadromuza gözümüz kapalı koyabilmemizi sağlayacaktır. Geçen senenin başlarında ismini yanlış telaffuz eden taraftarlara adını nasıl ezberlettiyse, bu sene de Avrupalı tüm basketbolseverlerin kendisi için "Bu çocuk çok yetenekli" diyebileceği bir sezon diliyorum Göksenin'e.


Göksenin'den sonra Galatasaray altyapısının kendi ürünü olan diğer 2 oyuncudan bahsedelim, Muhammed Baygül ve Doğukan Sönmez. İki oyuncumuz da çok fazla şans bulamasalar da Ümit Milli Takımımız'ın 12 kişilik kadrosunun bir parçasıydı bu yaz. Muhammed 1.91 boyunda ve 2 numaralı pozisyonda görev yapıyor. Çalışkanlığıyla ve kendine güvenerek attığı şutlarla dikkat çekiyor. Büyük bir yıldız olamaz belki ama kendini geliştirirse ceza şutlarını kesen iyi bir görev adamı olabilir ve Galatasaray'a uzun yıllar hizmet edebilir. Doğukan ise 2.06 ve pivot pozisyonunda oynuyor. Doğukan geçen sene yapılan Genç Erkekler Basketbol Şampiyonası ile turnuvanın en iyi pivotu seçilmiş. O turnuvada 18.2 ribaund ortalaması yakalayan Doğukan, son 3 maçta ise sırasıyla 26 sayı ve 21 ribaund (Antalya BŞB), 30 sayı ve 20 ribaund (Beşiktaş), 20 sayı ve 30 ribaund (Darüşşafaka) ile oynamıştı. Bu kadar potansiyelli bir oyuncu olan Doğukan'ın önündeki en önemli engel genç seviyesinden A takıma geçiş süreci. Gençlerde kendisine göre zayıf kalan oyunculara karşı kurduğu dominantlığı doğal olarak A takım seviyesinde kuramıyor henüz. 2.06'lık boyunun dezavantajını ise çok güçlü fiziği ile kapatmaya çalışıyor. Doğukan için gelecek adına yapabileceğimiz tahmin, oynadığı takıma iyi ribaund katkısı yapan ve takım arkadaşlarının ona hazırladıkları pozisyonları iyi bitiren bir rotasyon oyuncusu olması olacak. 1992 doğumlu olan iki oyuncumuz Muhammed ve Doğukan bu sene Darüşşafaka'da kiralık oynayacak. Biz de elimizden geldiği kadar maçlarını takip edip yıl içinde gelişimleri hakkında bilgi vermeye çalışacağız.

Galatasaray altyapısının yetiştirdiği bu 3 oyuncu dışında geleceğimizi sağlama almak için 4 transfer hamlesi daha geldi Oktay Mahmuti'den. Geçen sene kadromuza kattığımız Sertaç Şanlı, Melih Mahmutoğlu ve İlkan Karaman'ın üstüne bu sene de Enes Kanter'den sonra bu jenerasyonun en önemli oyuncusu Furkan Aldemir'i kadromuza kattık.

Bu sene Antalya BB'ye kiralanan Melih Mahmutoğlu'ndan başlayalım. 1.91 boyundaki Melih genç yaş gruplarında hep star potansiyeline sahip bir oyuncu, hatta İbrahim Kutluay'ın veliahtı olarak gösteriliyordu. Bunun şüphesiz en önemli nedeni de müthiş bir şutör oluşuydu. İyi şutörlerin birçoğunda rastladığımız şey olan savunma zaafiyeti ve ayak yavaşlığı Melih'in bu sene kiralık gönderilmesinin başlıca nedeniydi. Galatasaray'a oranla çok daha fazla forma şansı bulabileceği bir takımda çok önemli bir sezon geçirecek, bu seneyi iyi kullanırsa 19 yaşında TB2L'de 23 sayı ortalaması yakalamış bir oyuncunun Galatasaray ve Milli Takımı'mızın en önemli isimlerinden biri olmasını beklemek yanlış olmaz. Murat Kaya'yı andırıyor şuan kendisi, umarım o yönde değil de olumlu yönde bir gelişim gösterir.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nın geleceğe dair beklentilerinin yüksek olduğu bir diğer isim de Sertaç Şanlı. 2.14 boyunda pivot mevkisinde oynayan Sertaç Şanlı'yı hatırlayacağımız üzere zor bir süreçten sonra Genç Telekom'dan koparmayı başarmıştık. Sertaç uzun boyuna rağmen bileği çok düzgün olan, özellikle hücum tarafında zaman zaman büyük katkılar verebilecek bir oyuncu. Bu yaz oynanan Avrupa Ümit Milli Basketbol Şampiyonası'nda üç sayılık atışlarda 7/21 isabet ile turnuvayı 8.6 sayı 4.4 ribaund 1 asist ortalamaları ile kapatmıştı. Avrupa'da artık pas hassasiyeti yüksek ve iyi şut atan uzunların değer kazandığı bir dönemde Sertaç gibi bir oyuncuya sahip olduğumuz için şanslıyız. Ama onun da tabiki geliştirmesi gereken çok yönü var. Bunlardan ilki uzun boyuna rağmen yeterince sert ve güçlü bir oyuncu olmaması. Yine savunmada agresiflik kazanması gerekiyor, en azından kısaların onun yanından turnike bırakmaya korkacağı bir oyuncu  olması lazım. Hücum tarafında ise yapabilecek yeteneğe sahip olmasına rağmen pek yapmadığı pivot hareketleri ve sürekli şut atan bir oyuncu olmak istemesi yine onun handikaplarından diyebiliriz. Ama sonuç olarak bu yukarıda saydığımız handikaplar zamanla düzeltilebilecek kusurlar ve Oktay Mahmuti de Sertaç hazır olduğu sürece hem geçen sene önemli anlarda, Fb Ülker deplasmanı aklıma geliyor bir anda, ona şans verdi, hem de bu sene gerektiği yerde ona yine şans verecektir.

Sertaç'tan sonra Türkiye'nin bir diğer umut bağladığı genç uzun, hatta nam-ı diğer "Türk Blake Griffin" İlkan Karaman. Elbette oyuna etkisi açısından şuan Blake Griffin ile onu karşılaştırmak saçma olur belki ama sahip olduğu yetenekler, oyun tarzı, atletizmi, patlayıcılığı ile Blake Griffin'in Avrupalı bir kopyası gibi İlkan Karaman. 2007 yılında ağır bir sakatlık geçiren 2.08 boyundaki İlkan Karaman bu sakatlıktan sonra kendini iyi toparladı ve iyi maçlar çıkardı. 2010 yazında yapılan Avrupa Ümit Milli Basketbol Şampiyonası'nda 9.3 sayı, 5.8 ribaund ortalamalarıyla oynadı. Geçen sene de Tofaş forması altında zaman zaman çok iyi maçlar çıkaran İlkan sezonu 8 sayı 5.4 ribaund ortalamarı ile kapattı. Bu sene öncesinde çoğumuz İlkan'ın kadromuzda yer alacağını tahmin ediyorduk ama yaptığımız transferlerden sonra Songaila-Cevher-Shumpert ile zaten şişkin olan 4 numara rotasyonunda az süre alacağına Karşıyaka'ya kiralık vererek iyi iş yaptık. İlkan bu sene Karşıyaka'nın fazla silahı olmayan pota altının en önemli silahlarından biri ve bunu Eurocup elemelerinde Le Mans'a karşı oynadıkları ilk maçta 7/9 isabetle yaptığı 14 sayı 15 ribaundluk performansı ile gösterdi. En önemli sorunu mental olarak gözüken İlkan için söyleyebileceğimiz tek şey takım oyununa yatkın hale gelmesi, sorunlu ve "Ben oldum" oyuncu imajını üzerinden atması olabilir. Onun dışında İlkan şut tehditi olan, atletik, ribaundlarda iyi bir silah, kısacası bir 4 numaranın sahip olması gereken tüm özelliklere sahip. Furkan'ın onu ön plana çıkaran mental yapısına biraz olsun yaklaşırsa star potansiyeli olan bir oyuncu, bu sene bunu ne derece başaracağını Karşıyaka'nın maçlarını da yakından takip ederek biraz olsun öğrenebiliriz. Zaten bu sene eğer beklenen mental gelişimi gösterebilirse seneye önemli bir silah olarak kadromuza büyük güç katacaktır.

Bu sene hatırlayacağımız gibi transfer sezonunu Can Korkmaz ile açmıştık. 92 doğumlu guard geçen sene yapılan Türkiye Genç Erkekler Şampiyonası'nda Pertevniyal ile şampiyonluk yaşarken turnuvanın en iyi guardı seçilmişti. O turnuvada hatırlayacağımız üzere Furkan Aldemir ribaund kralı ve MVP ödüllerini, Göksenin Köksal ise sayı kralı ödülünü almıştı. Oyun tarzı olarak şuta dayalı bir oyuncu kurucu olan Can'ın geliştirmesi gereken yönleri savunması ve zayıf fiziğini güçlendirmesi olarak gözüküyor. Liseyi Amerika'da okumayı tercih eden Can Pertevniyal formasıyla TB2L'de geçen sene 10.1 sayı 3.3 asist ortalamalarını tutturdu. Yine 2010 yılında Milli Takım ile Avrupa U18 Basketbol Şampiyonası'na katılan Can burada da 9 sayı 3.3 asist ortalamaları yakaladı. Bu sene kalabalık guard rotasyonumuzda yer alması zor gözüken, özellikle oyunun hücum tarafında çok yetenekli oyuncumuz bu seneyi Muhammed ve Doğukan gibi Darüşşafaka'da geçirecek. Çok iyi oyuncu olmak ile hiçbir şey olamamak arasındaki ince çizgide bulunan Can'ın bu seneki performansı onun yol haritasını belirleyecek. İşler iyi gittiği takdirde Galatasaray'a ve Milli Takım'a uzun seneler hizmet edebilecek bir oyuncu.

Furkan Aldemir vs. Jonas Valanciunas

Furkan Aldemir'i ise en son anlatmak istedim. Euroleague'e kalmamızda ciddi pay sahibi olan yeni oyuncumuz, oyunculuğunun yanı sıra mütevaziliği ile de diğer genç oyunculara örnek teşkil ediyor. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen 3 senelik TBL ve 1 senelik Eurochallenge tecrübesi bulunan oyuncumuz bu sene Euroleague arenasında kendini Avrupa'nın en iyi uzunlarına karşı sınama şansı bulacak. Ümit Milli Basketbol Şampiyonası'nda ribaund kategorisinde rekor kırarak FIBA'nın "Mr.Ribaund" lakabını verdiği Furkan, savunmada da gayet önemli işler yapıyor. Geçen sene talihsiz sakatlığından da çok iyi dönen ve bu süreçte özellikle şut ve serbest atış kategorisinde önemli gelişme gösteren Furkan'ın yıl içinde orta mesafe ve 3 sayılık atışları güvenle atacağını görmek de beni şaşırtmaz. Altyapılardaki partneri Enes Kanter'in 3.sırada seçilmesinden sonra bu sene Euroleague'de göstereceği performansa göre ilk 20 sıradan seçilmesi yine Furkan için bizi şaşırtmayacak bir durum olur. Takımımızla 4 senelik anlaşmaya varan Furkan önümüzdeki sene draft edilse bile en az 1 muhtemelen 2 sene daha Galatasaray formasını giyecektir. Furkan'ın şuanki en büyük sorunu pota altında kendi aldığı ribaundları ya da ikili oyun sonrasında aldığı pasları sayıya dönüştürme oranının düşük olması. Ama Furkan bu özelliğini geliştiremese bile şu haliyle de önümüzdeki senelerde Milli Takım'ın değişmez oyuncusu olacaktır ki bu çalışmayla ve mütevazilikle Avrupa'nın en iyi uzunlarından biri olacağını iddaa etmek hayal olmaz.

Ümit Milli Takımımız'ın bu yaz oynadığı Avrupa Şampiyonası'ndan bir kare.
#5 Muhammed, #7 Göksenin, #13 Doğukan, #14 Furkan, #15 Sertaç.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi ve bu resimden görebileceğimiz kadarıyla, 6-7 sene içinde Milli Takım'ın çekirdeğini oluşturmasını beklediğimiz Ümit Milli Takımımız'ın en önemli 4-5 oyuncusundan 3'ü, Göksenin-Furkan-Sertaç, şuan kadromuzda bulunuyor.  90-91-92 jenerasyonunun en iyi oyuncularından İlkan ve Melih 1 yaş büyük oldukları için Can ise 1 yaş küçük olduğu için bu tabloda yok. Resimdeki kendi altyapımızdan gelen oyuncularımız Muhammed ve Doğukan da ileride önemli rol oyuncuları olmaya aday isimler.

Bu jenerasyonun en iyi isimlerinin hemen hemen hepsini kadroda bulunduran takımımızın alsa iyi olur dediğim tek isim ise 95 doğumlu müthiş guard Kenan Sipahi. Onu başka bir yazıda uzun uzun değerlendireceğim ama bu kadroya Kenan'ın da eklendiğini düşünürsek 10 sene boyunca hiçbir Türk transferi yapmadan zirvenin en önemli adayı olacağımızı söyleyebilirim. Barcelona'nın bonservisi için geçen yaz 1 milyon dolar teklif ettiği Kenan'ı almak için ise iyi bir parayı gözden çıkarmak gerekiyor. Altyapımızdaki U16 Milli Takımımız'da oynayan Deniz Kruszynski de Kenan'ı alamamamız durumunda umut bağlayabileceğimiz başka bir oyuncumuz.

Son olarak bu genç oyuncularımızın doğum tarihleri ve oynadıkları pozisyonlarının da bilgisinin olduğu çekirdek kadromuzu yazalım. Her ne kadar bu kadrodan NBA yapması muhtemel isimler, başta Furkan, olsa da bu oyuncuların yanlarına sadece 4-5 yabancıyı ekleyerek, 10 sene boyunca her sene nasıl zirvenin en önemli adaylarından biri olacağımızı görelim.

PG: Can Korkmaz (1.87, 1992 doğumlu), Deniz Kruszynski (1.91, 1995 doğumlu)
SG: Göksenin Köksal (1.96, 1991 doğumlu), Melih Mahmutoğlu ( 1.91, 1990 doğumlu), Muhammed Baygül (1.91, 1992 doğumlu)
SF: 
PF: İlkan Karaman (2.08, 1990 doğumlu)
C: Furkan Aldemir (2.08, 1991 doğumlu), Sertaç Şanlı (2.14, 1991 doğumlu), Doğukan Sönmez (2.06, 1992 doğumlu)